Mustafa Göker

RAMAZAN VE ORUCUN KAZANDIRDIKLARI

Günümüz de bir şeye talip olunca her kes her şeyin en hızlı olanına talip olunmaya çalışılınıyor. O kadar hız merkezi rol oynuyoruz ki manevi, soyut ortamda bile her şeyin kişiye katacağı değer değil de, hızlı olanı baz alınıyor.
Manevi ortamlarda bile her şeyin hızlı olanı, namazın hızlı olanı, orucun hızlı olanı, Kur’an-ın hızlı okunanı, hatimin de, mukabelenin de hızlı olanı dikkate alınır oldu. Arabanın hızlı olanı, telefonun, bilgisayarın vesselam her şeyin en önemli kriteri hızlı olanına talip oluyoruz. Kitap yazılırken bile ne kadar hızlı olanına, başarıların bile hızlı olanı dikkate alınır hale geldi.
Bu kadar hız bazlı yaşam ve algı, doğal insan yaşamında insanla ne kadar uyumlu ona bakmıyoruz. Aslında hız insan tabiatına aykırıdır. Evin hızlı yapılması, yemeğin hızlı yapılanı kalitenin düşük olmasına sebep olmaktadır. Hızı ele alırken, hız ortamında yaşamaya çalıştığımız ve boğulduğumuz şu günlerde ramazan ayı geldi hoş geldi.
Ramazan, bize biraz dur, dinlen ve dinginleş demektedir. Bizleri ramazana ulaştıran rabbimize şükrederken ramazanı hakkıyla anlayan ve onu içselleştiren, gereği gibi idrak etme gayreti içerisinde olmalıyız. Ramazan ile ilgili ayette Rabbimiz; ‘’Ramazanı tutun ve ondaki manevi içsellikleri idrak edin’’ demektedir.
Ramazanı önce nasıl idrak etmeliyiz!
1-Ramazanı hakkıyla anlamak ve onu idrak etmeyi Kur’an ve Sünnet doğrultusunda (iman ve ahlaki istikamet) hareket üzere olmamız gerekmektedir. Ramazan ayı, gelirken televizyon ve gazeteler de; nasıl ve ne yersek acıkmayız. Ramazan gecelerini nasıl eğleniriz, hangi şekil alırsak en iyi şekilde ramazan gecelerini eğlenceli geçirmiş oluruz felsefesiyle asıl amacından uzak bir şekilde ramazan kültürü oluşturulmakta ve dikte edilmektedir.
Ramazanımızı yeme, içme, alışveriş ve eğlence geceleri bir de din, adına yapılan yanlışlarımız doğru gibi bizlere benimsetilmekte dinin asıl kültüründen farklı bir kültür oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu gibi olaylar ve duygulardan uzaklaşmalı ramazanın asıl amacı ve ruhu içselleşmelidir. Oruç, ramazan; Aç kalacaksın açın halinden anlayacak, elini, ayağını toplumdan ve dışa açılımdan, dünyeviliklerden çekilip, içe döneceksin, içsel bir olgu oluşumu gerçekleşecektir. Ramazan, kendi içine dön, yavaşla, sakinleş, kendini bul demektir.
2-Yaz sezonuna girerken ve okulların tatil dönemine girme hazırlığında, ramazanı, orucu unutup anlamından uzaklaşmadan yaşam sürmek gerekmektedir. İş sahipleri, patronlarımız ve idarecilerimiz aynı şekilde kendisi ve çalıştırdığı (emri altındaki) kişileri ibadet merkezli, orucumuzu nasıl daha iyi idrak edebilirizi düşünmelidir.
Tatil yerleri proğramları yaptığımız kadar teravih namazlarımızı da nerede, nasıl daha iyi idrak eder diyerek her işimizde ramazan ve oruç mevsimine girdiğimizi unutmadan çoluğumuz ve çocuğumuzla ibadet merkezli yaşam proğramı yapmalıyız. Kemal Sayar’ın (YAVAŞLA) diye bir eseri var, onu okumayı tavsiye eder ve ramazan’a girerken işlerimizde, dünya hırslarımızda (ROLENTA’YA) alıp oruç ve ramazan mevsiminde yavaşlayıp ibadet ve iman hayatımıza çeki düzen vererek cami merkezli cemaatten uzak kalmamak biz ve bizim kültürümüzün gereğidir.
3- ‘’ AÇKEN SEN, SEN DEĞİLSİN’’ diye bir reklam vardı. Biz bu ramazan da bunu yıkıyor ve diyoruz ki!  ‘’TOKKEN SEN, SEN DEĞİLSİN ‘’ diyoruz. Açlıktan pek ölen görülmez ama hep fazla yemekten ve obezite’den birçok hastalıklar neticesinde hayatlarına ‘’karamsal ve psikolojik’’ sorunlu hayatla son bulmaktadır. Çocuklarımıza ramazanı ve orucu iyi anlamlandırmak ve hayatlarında farklı bir süreç olduğunu göstermeliyiz.
Parkta iki çocuk konuşurken duydum biri diğerine diyor ki! 
Ramazanın, orucun gelmesini istemiyorum diyor, diğeri neden?  Diye sorduğunda; Babam oruçlu iken daha gergin, agresif, sinirli çekilmez oluyor, birde açım çekil başımdan diyor.
Evet, ramazan ve oruç, dışa açılma, hareket ve dünyevileşme değil, içe kapanma, sakinleşme, öfke, sinir ve duygularına ve kendine hâkim olma demektir. Okulların tatil proğramları ile beraber camiler de çocukların teravihler,mukabele(Kur'an okuma ve takibi)  onları ramazanın bereket ve rahmetinden, hassasiyetinden, inceliğinden istifade etmelerine yardımcı olacağız.
16 Haziran ile başlayacak yaz camii çocuk proğramlarına motivasyonlarını sağlamak, kırizler ülkesi olan siyasi yelpazenin hızlı esmesi, ekonominin ters yüz olması geleceğimiz olan çocuklarımızı ve birlik beraberliğimizi, kardeşliğimizi hebaetmesine izin vermemelidir.
Cenab-ı Allah ramazanla birlikteliğimizi her halimize yansıtanlardan eylesin, elimizden, dilimizden, gözümüzden ramazanın bereketi yansısın diyoruz. Dualar da buluşmak temennisiyle.
08.05.2019                       SOSYOLOG MUSTAFA GÖKER