Mustafa Göker

                                                                KALB VE HALLERİ
Peygamberimizin bulunduğu bir ortam da yaşlı sahabe’lerden biri çıka gelir. Müslüman olmadan önceki hayatındaki bir hatıratını, o hayatın bir özetini anlatır. Kendi öz çocuğuna nasıl zulüm ettiğini, babacığım diyerek yalvarırken onu nasıl ölüme terk ettiğini anlatır. O anlatır resülullah ağlar. Resülullah’ın ağladığını görünce diğer sahabeler o yaşlı sahabeye çıkışırlar. Bu olayı anlatman gerekiyor muydu resülullahı ağlattın, üzdün derler. Resülullah bırakın anlatsın der. O bir daha anlatır, resülullah tekrar ağlar, o adamda ağlar. Sakalı ıslanıncaya kadar Resülullah ağlarken sahabelere döndü ve çevresindekilere dedi ki! ‘’ Allah sizi böyle bir cehalet bataklığından aldı, insanlığın böyle bir zirvesine çıkardı (yükseltti).’’
Bu hayatın, İslam’ın sizlere verdiği güzellikleri ve kıymetini bilin, bu güzelliklere sahip çıkın kalpleriniz nasıl bir bataklıktan, nasıl bir güzelliğe ve merhamet seviyesine çıkardığını görün. Nasıl bir gerçekliğe, nasıl bir insanlığa ulaştırdığını görün diyerek mesajlar verdi.
Günümüzde her şey konuşuluyor, her kesin kalıbı, dış yüzü anlatılır ve işlenir. İnsanlığı düzeltmek için her şey konuşuluyor ama kalbin düzeltilmesine çalışılmıyor. Kalbe sahip çıkmanın, tüm insanlığa sahip çıkmak anlamına geldiği söylenir. Kalb insanın duygu ve düşüncelerinin ortaklaştığı (toplandığı) bir yerdir. Dinimiz kalbi, vücudun bir organı olarak görmüyor, organdan bağımsız olarak ele alır.
Peygamberimiz;’’ Kalbin düzgün olması, tüm insanlığın düzgün olmasına oranın bozulması da tüm insanlığın bozulmasına sebep olur ’’ der. Kalp insanla özdeşleştirilen yerdir. Kalp bir anlamda bütün varoluşun bir simgesi haline gelmiştir. Kur’an-ı Kerim kalbin dört halinden bahseder; Kalp örtülebilir. Paslanabilir, mühürlenebilir, katılaşabilir (kasvet hali), donuklaşabilir.
Resülullah (SAV) buyuruyor ki! ; Kalp kabında bir araya gelemeyecek özellikleri şöylece sıralar bizlere:
1- Yalanla doğruluk bir arada bulunmaz, yalan girdimi doğruluk o kalp ten çıkar.
2- Cimrilikle, iman bir arada bulunmaz der.( Bireyselcilik ve bencillikle, iman bir arada bulunmaz.)
3- Hıyanet ve emanet bir arada bulunmaz.( Hıyanetin olduğu yerde de emanet bulunmaz.)
4- İman ile haset bir arada bulunmaz.(Fesatçılık, çekememenin bulunduğu yerde iman bulunmaz.)
Bir hastalığı tedavi etmek için, önce enfeksiyonu temizlemek ondan sonra tedaviye başlamak gerekir. Onun için kalpteki manevi enfeksiyonu temizlemeden önce, kalpteki hastalıkları tedavi edemeyiz. Bir kimsenin kalbinde ahlaki enfeksiyonu temizlemeden, güzel ahlak o kalbe girmez.
Kuran-ı Kerim; ‘’Bir kimsenin kalbinde hastalık varsa oraya giren iman, Kur’an, o kişinin hastalığını artırır.’’ Ahlaksızlığını çoğaltır. Böyle kişiler için birde namaz kılıyor, kuran okuyor, işte Müslüman olacak bunlar deriz.
Kalp manevi enfeksiyonlardan (ahlaksızlık enfeksiyonu) temizlenmeden, oraya koyduğumuz Kur’an, iman, namaz, hac da orada probleme yol açar. Mevlana Diyor ki! ‘’ Bir kabın altındaki delikleri kapatmadan içine koyduklarınız deliklerden akar gider.’’ Boşa gider.
Kalbi kendine getirmenin yolları: 1- Kişinin Allah’la kalbini dinginleştirmek. Batıdaki psikiyatri ekol sahiplerinin çoğunun sonu, Allah’la bağlarının olmadığı için sonları hep intiharlarla sonuçlanmaktadır.
2- Kur’an düşünmekten bahseder; Düşünen kalpler sorunsuz kalb ve sorunsuz toplumdur. Düşünmeyen kalp, kalbin katılaşmasına, mühürlenmesine sebep olur.
3- Evimizde, toplumumuzda olaylara verdiğimiz tepkiler, diğer kişilerin kalplerine, evimizdeki çocuklarımızın kalbine atacağımız tohumların olumlu, olumsuz (sevgi) dili takınmamız, nefret dili takınmamız sorunlara sebep olacaktır.
4- İnsanlar âlemine değil, hayvanlar âlemini seyredin onlara bakın onlardan örnekler alın. İnsanlığa dair bir şeyler vermek istiyorsak hayvanlar âlemiyle diolog halinde olmalıyız. Hayvanlar âleminde dengesizlik ve vahşet yoktur. Kendi hem cinsimiz olan insanlar âleminde vahşet oluşumu çoktur.
Cenabı-ı Allah kalbine sahip çıkanlardan eylesin. Kalbindeki olumsuz vasıfları dışarı atan ve kalıbını ve dış yüzeyini düzeltmekten daha çok kalbini düzeltenlerden eylesin. Unutmayalım ki! İnsanlığa yön verecek olanlar bileği ve kolu güçlü olanlar değil kalbi temiz, yüreği sağlam olanlardır. Diyor sağlıcakla kalın diyoruz.30.05.2019                                                                                      SOSYOLOG MUSTAFA GÖKER