• 05 Mart 2018, Pazartesi 17:56
Kadir Keskin

Kadir Keskin

BENİM ÖNÜMDE SÜTRE KALMADI, SİZİN ÖNÜNÜZDE KALDI MI? ( 2. bölüm)

BENİM ÖNÜMDE SÜTRE KALMADI, SİZİN ÖNÜNÜZDE KALDI MI? ( 2. bölüm)

Zor ve katlanılmaz  şartlar altında  yaşamak  cana kıymaya sebep olsaydı, mülteci kamplarında  yaşayan insanların intihar etmesi  ve çektiği çilelere  son vermesi gerekirdi. Ancak dünyada vukuu bulan intihar vakalarına bakıldığında Batıdaki sayının   Doğu ve Ortadoğukinden   daha  fazla olduğunu  görüyoruz. Batıda   son yıllarda  intihar olayları azalacağı yerde 2005 yılana  göre oranında artmıştır. Oysa İntiharların, refah  seviyesi yüksek olup da savaş nedeniyle her şeyini kaybedip  mülteci kamplarına düşen insanların arasında  daha fazla olması gerekirdi. Oysa bugün kendi ülkelerinin yaptıkları istatistiklere  göre  rafah seviyeleri yüksek olan,   yıllardan beri savaş görmeyen,  diz boyu kan içinde yaşayan  Müslüman ülkelerden  daha aşağı olması gerekirken,  Amerika ve batıdaki  intihar olayları diz boyu kan içinde yaşayan  İslam ülkelerinden ve doğu ülkelerinden  çok daha fazla. Bu fazlalığı kendileri tarafından, kendi ülkelerinde  yaptıkları  istatistiklerde  açıkça görülmektedir.

İster  Doğuda, ister Batıda  olsun bunalıma  düşen insanların iradelerine yenik düştüklerinde  tevessül ettikleri çıkış,  ya da kurtuluş yolu intihardır.  Ama çoğu kez intihara  niyetlenip de  intihardan vaz geçenlerin  sayısı intihar edenlerden daha çoktur.En zor intiharlardan biri de  ölmek isteyip de  kendisini öldürmekte aciz kalanlardır.    Bazı insanlar da devasız   bir hastalığa duçar olduğunda  çektiği  ıstıraplara  son vermekten  aciz bir şekilde, öylece  ölümün gelip  bulmasını  temenni ederek yaşar.  Ölümlerden ölüm beğendirerek ve son nefesinde ölmeyi murat eden insanlar vardır. Yaptığı zulümlerin hesabını ötede görecek  olmanın yanında  dünyada görenler.

Bu tür insanlar  Hz. Hüseyin’nin  bedduasını alan  adamın yaşadığı  imtihanın benzerini yaşarlar. 82 Kişilik  heyetiyle    Fırat kenarına yerleşen Hz. Hüseyin ve heyetindeki sabi çocukları dahi çölde güneşin  alnında  susuz bırakan  Yezid’in adamı gibi. Burunlarının dibinden akan   Fırat nehrinden Hz. Hüseyin  ve  mini minnacık  çocuklara  bir yudum su vermediği gibi susuzluktan tükenme noktasına gelen Hz. Hüseyin, Fırata yöneldiğinde  bağrına  ok atan  Yezid'in adamına    Hz. Hüseyin: “  Susuzluktan ölesin “ diye beddua etmişti. Ne mübarek bir dua idi ki  fazla değil Hz. Hüseyin’in şahadetinden  çok az bir  süre sonra öyle bir susuzluk hastalığına yakalandı ki  nekadar  soğuk su verdilerse de kar etmedi.   Harareti dinmeyen bu adam hiç durmadan su istiyordu. Sürekli verilen suya rağmen etrafındakilere “ Yazıklar olsun size, neden bana su vermiyorsunuz?” diye etrafına küfrederek bağırıyordu. Sonunda yakınları, mazlumlara su vermediği Fırat’ın içine sokup gırtlağına kadar su ile dolması sonucu mide fesadı  nedeniyle   su vermediği mazlumların yanına boylandı.

1982 Yılında Lübnan'da Sabra  ve Şatille mülteci kamplarında kalan binlerce  Filistinli mültecileri çoluk çocuk demeden bir gece baskınında  katleden  kasaba (  Ariel Şaron) ne demeli? Ahir ömründe rahat  döşekte son nefesini  teslim etmeyi ne kadar isterdi kim bilir?  Evet döşek rahattı ama  tam sekiz yıl ölümlerden  ölüm beğendirildi de ölemedi.  Tam sekiz yıl her gün bir acı yaşadı. Etrafındaki yakınları dahil herkes bıktı kendinden. Hatta  Natanyahu bile  "çok masrafa  mal oluyor,  fişi çekin " diye emir vermesine rağmen Hahamlar müsaade etmedi. Sekiz yıl boyunca belki   o her gün ölmek istedi  ama ölmedi, ölemedi.  Her gün artarak acılar yaşadı.Yaralar derinleşti, sekiz yıl boyunca. Kendisini öldürecek  kudreti ah bir olsaydı, hiç şüphe etmez, kıyardı canına. İki kelime kurup  fişimi çekin demekten bile acizdi. 1982 yılının kudretli başbakanı. Ama diyemedi.

  Mazlumların ahını alıp da kolay ölmek yakışmazdı kudretli başbakana. Allah'ı güreşte yenen bir peygamberin  müntesiplerindendi,  O (!) Allah'ın kudreti onun yanında ne de küçüktü.(!) Öyle olmasaydı bebekleri öldürüp, hamile kadınların karınlarını süngü ile deşer miydi? Mazlumun yardımcısı olan Allah'ın varlığına rağmen inat, yaptı bütün bunları. Allah'ınız gelsin de kurtarsın demişti sırıtarak, ara sıra da kişneyerek bir zaman. Bilmedi ki Allah müntakim olandı.  İhmal eden değil, mühlet verendi.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

BURÇLAR

(21 Mart - 20 Nisan)

Koç Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(21 Nisan - 21 Mayıs)

Boğa Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(22 Mayıs - 22 Haziran)

İkizler Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(23 Haziran - 22 Temmuz)

Yengeç Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(23 Temmuz - 22 Ağustos)

Aslan Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(23 Ağustos - 22 Eylül)

Başak Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(23 Eylül - 22 Ekim)

Terazi Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(23 Ekim - 21 Kasım)

Akrep Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(22 Kasım - 21 Aralık)

Yay Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(22 Aralık - 21 Ocak)

Oğlak Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(22 Ocak - 19 Şubat)

Kova Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

(20 Şubat - 20 Mart)

Balık Burcunun 20.04.2024 Günlük Yorumu

NAMAZ VAKİTLERİ
abyb alt boş
yukarı çık