Bora Uysal

KURUMSALLAŞMA VE LİDERLİK ÜZERİNE 
          Askeri yaşam, iş yaşamı ve siyasi yaşam arasında büyük benzerlikler olduğuna inanırım. Her üçü de disiplinli olmayı, organize ve kolektif çalışmayı gerektirir.Aynı zamanda günümüzün en büyük problemlerinden biri olan iyi eğitilmiş örnek bir lider gerektirir.

          18.yy. askeri literütürde şöyle bir deyim vardır:”İri yapılı 3 Memlük askeri, cılız 5 Fransız askerini her zaman yener.Ama 9 cılız Fransız askeri iri yapılı 17 Memlük askerini her zaman yener.”Bu sözle asıl anlatılmak istenen disiplinli ve organize  birliklerin kazanacağıdır.Disiplinsizlik öyle bir şeydir ki;kendisini belli etmeden ufak ufak olaylardan büyüyerek bir hastalık gibi tüm vücuda yayılır, bireyden bireye bulaşır.Disiplinsizliğin ve sorumsuzluğun sınırı yoktur.

             Bugün bilim dediğimiz şey insanoğlunun yüzyıllarca deneme yanılma yoluyla  elde ettiği bilgilerin birikimleridir.Nasıl yürümesini konuşmasını beceremeyen yaşına girmemiş bir çocuk, sobanın sıcak ve zararlı olduğunu sobayı dokunarak öğreniyorsa canı yanıp bir daha dokunmuyorsa bunu pratiğe girerek öğrenmiştir.Teorinin anası pratiktir.Doğuştan gelen bilgi yoktur.Bugün bildiğimiz bütün bilgiler insanoğlunun pratiğe girerek öğrenerek geliştirdiği kazanımlardır.

               Harp okullarının ve akedemilerin amacı kurmay yetiştirmektir. Yani subay. Harp okulundan mezun bir subay binlerce yıllık savaş taktiklerini ve liderlik eğitimlerini sırasıyla öğrenmektedir.(Ankara savaşı, Malazgirt savaşı, Kıbrıs çıkartması,kore harbi vb…)bir kurmay yetişmesi zordur.Barışta ve savaşta kalifiye elamandır ülkenin güvenliği için.Gerçektende tarihe baktığımızda başarılı olan komutanların astlarına tam güven veren, askerindende güven alan kişilerdir.(Napolyon,Meraşal Maıştayn, Meraşal Rommel,General Patton,Alman Silahlı Kuvvetlerinin temelini atan Guderian,Mustafa Kemal Atatürk vb…)

Örneğin Napolyon’un kaybettiği ünlü Woterloo savaşında, kaybettiklerini anlayan Fransa’yı  zamanında zaferden zafere taşıyan özel İmparatorluk muhafızların tamamı aynı anda hepsi düşmanın üzerine yürümüş ve intihar etmiştir.Yine kendi tarihimizden örnek verirsek Çanakkale savaşında 57.alayın tamamı Mustafa Kemal Atatürk’ün “size ölmeyi emrediyorum!”emri üzerine bir kişi bile sağ kalmayacak şekilde hepsi şehit düşmüştür ve savaş kazanılmıştır.Böyle emirleri sıradan kurmaylar veremez.Mustafa kemal Atatürk verdiği emre karşı gelinmeyeceğini, asker ise Atatürk’ün yanlış bir karar vermeyeceğini emindi.Böyle emirler ancak karşılıklı güven ortamında gelişir.

                 İş ortamındada aynı askeri düzendeki gibi hiyeraşik bir düzen vardır.(eleman,grubbaşı,postabaşı,şef,yönetici,müdür).Bu insanoğlunun binlerce yıllık deneme yanılma yoluyla oluşturduğu.bir sistemdir. Bu iş böyle olur dediği hiyeraşik düzendir.Bu hiyeraşik düzen olmasaydı,grub başı,posta başı yada şef diye bir şey olmasaydı denetim sağlanamazdı.İş yeri organize olması beceremeyen insan yığınlarına dönüşürdü.Kaos ve kargaşa hüküm sürerdi.Her kafadan farklı bir ses çıkardı.İnsanın becerebildiği değişik alanlar ve ilgiler vardır.İnsanların çoğu birbirinden farklıdır.Kimisi zekidir kimisi iş tecrübesini paratiğe girerek artırmıştır kimi geriden gider kendisini geliştiremez.Mısır patlatırken bile ilk önce patlayan mısırlar vardır, kimi mısırlar sonradan patlar, kimi mısırlarda hiç patlamaz.İnsanlarda böyledir kimi önden gider, kimisi geride kalır.İşte burada önemli olan nokta diğerlerine göre önden giden belli bir mevkiye sahip bir kişinin iş konusunda alttakilerden yapılmasını istediği şeylerin harfiyen yapılmasıdır tartışılmamasıdır.Ama böyle olmasının çeşitli şartları vardır.Bir ustanın çırağına  iş yaptırmasının en önemli nedeni o işi iyi bilmesidir.Sorun çıktığında çözmesidir.O çırak nezaman bir sorunla karşılaşsa başı sıkışsa ustası gelir sorunu çözer.Çırak ustasını güvenir. Çünkü aynı problemleri, zamanında ustası yaşayarak öğrenmiştir,ustalaşmıştır.

           Bugün gerek siyasi olarak, lider’in hatta kendi mesleğimiz olan basın sektöründe olmazsa olmazı en alttaki elemandan en üsteki elemana doğru bireysel ve kitlesel toplantılar yapmak,kişilerin iş konusundaki olumlu olumsuz görüşlerini almak,yıkıcı değilde yapıcı eleştiri yapmak,en uygun işe en uygun elemana vermek,üyelerin kendileri aralarında yaptıkları dedikoduları yasaklamak,karşılıklı eleştiri – özeleştiri mekanizmasını oturtturmak,çalışkanlığıyla kültürüyle ve terbiyesiyle örnek olmak,belli bir sistem kurmak, bir lider için önemli bir artıdır.Çünkü böyle yapıldığı an o işte verim artar,organize olunur ve alltaki adam kurmayın sözüne tartışmaz, harfiyen uygular.Elbirliğiyle gönül birliğiyle kişiler karşılıklı yardımlaşarak  çalışır, birbirlerine güvenir ve sever.Aynı zamanda severek iş yapar.

     "BÜYÜK ZAFERLER ANCAK BÜYÜK KOMUTANLARLA,KOMUTANLARINA İNANAN
    BÜYÜK ASKERLER TARAFINDAN KAZANILIR…"                                                                                                

      Bora UYSAL ÖZİZMİRLİ